Her ne kadar parfümün birkaç yüzyıl evvel keşfedildiği ve kullanıldığı genel olarak düşünülse de parfüm kullanımı binlerce sene evvele uzanmaktadır.
Gerçekleştirilen incelemeler neticesinde Eski Mısır, Roma İmparatorluğu, Mezopotamya ve Pers İmparatorluğu’nds parfüm örneklerinin mevcut olduğu bulunmuştur. Ayriyeten, bu incelemelerde parfümlerin temizliğin yanı sıra törensel sebeplerden ve asaletin simgesi olarak da kullanıldığı öğrenildi.
Kısacası parfümlerin tarihi, binlerce sene öncesine dayanmakta olup, Antik Mısır, Mezopotamya ve Çin parfümü ilk kullananalar arasında yer almaktadır. Dini törenlerde, tapınaklarda ve kişisel bakım alanlarda bu milletler parfümleri kullanmaya başlamışlardır. Mısır da esansiyel yağlar ve bitkisel özler yakılarak tanrılara sunulurken, Romalılar ve Yunanlılar da parfüm gündelik hayatın bir parçası olmuştur. Orta Çağ döneminde ise Arap ve Pers kimyagerleri, damıtma yöntemleri ile modern parfüm üretimi gerçekleştirmişlerdir. Rönesans döneminde ise Avrupa genelinde parfüm fazlası ile gelişim göstermiştir.
Günümüz koşullarında parfüm, bireysel bakımın olmazsa olmaz bir parçasıdır.
İnsanlar seneler boyunca parfümü pek çok değişik biçimde kullandılar. Parfüm, moda piyasasında ana bir ürün olmadan evvel, asaleti fark etmek için kullanılıyordu. Birçok kültürde, yalnızca üst sınıflar pahalı ve ender olduklarından dolayı parfüme ulaşım sağlayabiliyordu.
Kayıtlara yazılan ilk parfüm tasarımcısı ise, Tappiti isminde bir kadın kimyacıydı. Mezopotamya’da milattan önce 20. Yüzyıldan kalma bir kil tablette bunu kanıtlayan öyküler keşfedildi. Parfümün bulunmasının ardından, yıllar boyunca, ayrı medeniyetler bu sihirli kokuları birçok değişik biçimde kullandılar.
Antik Mısır
Koku, Mısır’ın soyluları arasında son derece büyük bir öneme sahipti. Bu sebepten dolayı Mısır mitolojisi tanrı Nefertem’i parfümün efendisi şeklinde bile nitelendirir. Hatta, genel olarak eski parfümlerde ortak bir unsur olarak yer verilen nilüfer çiçeğini tutarken resmedilir.
Mısırlılar, organik materyalleri kokusu olmayan yağlar ile damıtarak parfüm oluşturdular. En gözde parfümler yerel çiçeklerden, meyvelerden ve aromatik bitkilerden ortaya çıkarılanlardı. Ayriyeten tütsü de törenlerde yer verilen mühim faktörlerden biriydi. Bunun ile beraber tütsü ticareti Mısır’ın uluslararası ticaretinde önemli bir rol almıştır. Kraliçe Kleopatra ve Kraliçe Hatshepsut gibi büyük Mısır önderlerinin bedenlerinde, yaşadıkları alanlarda hoş kokmak için parfüm kullandıkları ve öldükleri vakitte kendileri ile beraber mezarlarına parfüm aldıkları da rivayet ediliyor.
Antik Pers
Antik Persler de aynen Antik Mısırlılar kadar parfümlerin etkisinde kalmışlardır. Hatta binlerce sene boyunca parfüm ticareti liderliği yaptılar ve yağ bazlı olmayan kokuların üreticileri olarak kabul gördüler.
Parfüm, Pers soyluları ve kraliyet üyeleri arasında yüksek bir konuma sahipti. Pers krallarının genel olarak arkadaşlarının ve tanıdıklarının kullanmasına müsaade edilmeyen kendi imza kokuları bulunuyordu. Bunun ile beraber, Kral Persepolis Darius sıklıkla parfüm ya da tütsü şişelerini tutarken simgelenir. Kral Xerxes de parfümlerde sıkça yer verilen zambak çiçekleri ile simgelenmiştir.
Antik Persler de parfüm üretme aleti ve esans atölyelerinin yaygın olduğu ve değişik kokular ve damıtma uygulamalarını tecrübe etmeyi sevdikleri de kanıtlanmıştır.
Antik Roma
Antik Romalılar ve Yunanlılar, parfüm tasarım neticelerini fazla dikkatli bir biçimde belgelediler. Bu nedenden dolayız yaşadığımı dönemde bazı Greko-Romen kokuları tekrardan oluşturabildi. Bu kokulardan biri milattan önce 1850 senedine kadar dayanmaktadır.
Antik aşk tanrıçası Afrodit, tapınaklarında ve ibadetleri esnasında parfüm ve farklı kokular bulundurmuştur. Fakat parfüm yalnızca dini amaçlar ile tercih edilmiyordu. Romalıların senede neredeyse 2800 ton ithal tütsü kullandıkları düşüncesi hakimdi. Bu kokular, halka açık yerlerde ve cilt ve saç için imal edilen kokular gibi vücut bakım malzemelerinde de kullanıldı.
Eski Hindistan ve Çin
Parfümler, törenlerde ve tapınaklarda yer verilen kutsal Hint Tantrik ritüellerinin orta noktasında bulunuyordu.
Eski Çinliler, yazdıkları mektuplar gibi pek çok günlük nesneye parfüm püskürtülüyordu. Ayriyeten evler ve ibadet alanları gibi belli ortamlarda da yaygın bir biçimde parfüm tercih ettiler. Çinliler parfümün bir ortamı hastalıktan arındırmaya yardım edebileceğine inandıkları için de parfüm kullanımına başvuruyorlardı. Bu sebepten ötürü, genellikle, parfümü bedenlerine kullanmaktan çok, çevrelerindeki nesnelere ve içerisinde yer aldıkları evreni aromalandırmak ve arındırmak için kullanmaya odaklandılar.
Daha sonraki zamanlardaysa, Sui ve Song hanedanları esnasında, soylu Çinliler bireysel parfüm kullanımına başladılar. Bu neden ile İpek Yolu üstünden değişik ham maddeler getirdiler. Yuan, Ming ve Qing hanedanları döneminde ise, parfüm kullanımı halk arasında yaygın hale gelmeye başladı. Oryantal form ağırlığında imal edilen parfümlerin geneli ayriyeten ilaç amacıyla da kullanılıyordu.
